Yetenekli bir sanatçıdır.
- She is a gifted artist.
Tove Jansson'ın sadece Moomin'in annesi değil, aynı zamanda son derece yetenekli bir ressam olduğunu biliyor muydun?
- Did you know that Tove Jansson is not only mother of the Moomin, but also a extremely gifted artist?
O çok kabiliyetli ve yetenekliydi.
- He was very gifted and talented.
Tom çok üstün yetenekli.
- Tom is very gifted and talented.
Pesto Tanrı'nın dünyaya armağanıdır.
- Pesto is God's gift to the world.
Sessiz olabilen bir bayan eş Tanrının bir armağanıdır.
- A wife who can be quiet is a gift of God.
Sağlık en büyük Allah vergisidir.
- Health is the greatest gift.
Bu hediye Laura'nın mı?
- Is this gift Laura's?
O, ne zaman bir seyahatten geri gelse, kızı için bir hediye getirir.
- Whenever she comes back from a journey, she brings a gift for her daughter.
Atatürk was a gifted person.
Onun doğuştan yetenekleri var.
- He has natural gifts.
Çok yetenekli bir sanatçısın.
- You're a very gifted artist.
Onun doğuştan yetenekleri var.
- He has natural gifts.
Sağlık en büyük Allah vergisidir.
- Health is the greatest gift.
Hiç ödül beklemiyordum.
- I didn't expect any gift.
Tom ödülü isteksizce kabul etti.
- Tom reluctantly accepted the gift.
O çok kabiliyetli ve yetenekliydi.
- He was very gifted and talented.
a school for gifted children.
... and gifted all of these to you. ...
... And I just think that everybody is gifted and talented ...