Tom put off going to Boston.
- Tom'un Boston'a gidişi ertelendi.
A heavy rain prevented me from going.
- Şiddetli yağmur gidişimi engelledi.
He put off his departure till Sunday.
- Gidişini Pazara kadar erteledi.
Tom has decided to put off his departure.
- Tom gidişini ertelemeye karar verdi.
The trend isn't looking good.
- Gidişat iyi görünmüyor.