A heavy rain prevented me from going.
- Şiddetli yağmur gidişimi engelledi.
I'll never forget going to Hawaii with her.
- Onunla Hawai'ye gidişimizi hiç unutmayacağım.
He put off his departure till Sunday.
- Gidişini Pazara kadar erteledi.
Tom has decided to put off his departure.
- Tom gidişini ertelemeye karar verdi.
The trend isn't looking good.
- Gidişat iyi görünmüyor.