I'm tired of pretending.
- Yapar gibi görünmekten bıktım.
The girl vanished like magic.
- Kız, sihir gibi kayboldu.
Stanford University has educated entrepreneurs like Larry Page and Sergey Brin.
- Stanford Üniversitesi, Larry Page ve Sergey Brin gibi girişimcileri yetiştirdi.
As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships.
- Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor.
Seaside resorts, such as Newport, are very crowded in summer.
- Newport gibi, deniz kenarındaki tatil köyleri yaz aylarında çok kalabalıktır.
Tom stared at Mary icily.
- Tom Mary'ye buz gibi baktı.
Tom and Mary were wasting time, as usual.
- Tom ve Mary her zaman olduğu gibi boşa zaman harcıyordu.
Needless to say, Judy came late as usual.
- Hiç söylemeye gerek yok, her zaman olduğu gibi Judy geç geldi.
She looked like a fairy in her beautiful white dress.
- Güzel beyaz elbisesi içinde bir peri gibi görünüyordu.
Layla survived the ice-cold night.
- Leyla buz gibi geceyi atlattı.
Tom fell into the ice-cold water of the river.
- Tom nehrin buz gibi suyuna düştü.
Tom and Mary seem to be in some kind of trouble.
- Tom ve Mary'nin bir çeşit sorunları var gibi görünüyor.
Tom is kind of tired. He wants to go home.
- Tom yorgun gibi, eve gitmek istiyor.
After long breakfast I think I started around 8:00. - Uzun kahvaltı edip saat sanırım 8:00 gibi yola koyuldum.
People always seem to enjoy talking about other people's problems.
- İnsanlar her zaman başka insanların sorunları ile ilgili konuşmaktan zevk alıyor gibi görünmektedirler.
He seems to have been a very popular actor when he was young.
- O gençken çok popüler bir aktörmüş gibi görünmektedir.
The banana was brown and mushy.
- Muz kahverengi ve lapa gibiydi.
I'd rather die now than vegetate for fifty more years.
- Elli yıl daha ot gibi yaşamaktansa şimdi ölmeyi tercih ederim.
He has a will of steel.
- Çelik gibi bir iradesi var.
My hands and feet were as cold as ice.
- Ellerim ve ayaklarım buz gibi soğuktu.
Her cheeks were as cold as ice.
- Onun yanakları buz gibi soğuktu.
Tom laughed hysterically for no reason.
- Tom nedensizce deli gibi güldü.
Tom ran like crazy to catch the last train.
- Tom son trene yetişmek için deli gibi koştu.
They were biting like crazy yesterday.
- Dün deli gibi ısırıyorlardı.
He is mad about music.
- O, müziği deli gibi seviyor.
He acted like a madman.
- O, bir deli gibi hareket etti.