gi̇şe

listen to the pronunciation of gi̇şe
Turkish - English

Definition of gi̇şe in Turkish English dictionary

gişe
counter

All money from the counter was stolen. - Gişeden tüm para çalındı.

Where is the counter to pay my bill? - Faturamı ödeyeceğim gişe nerede?

gişe
booth
gişe
cashier's desk; ticket window; box office (at a theater)
gişe
(bilet) box office
gişe
box office, ticket office, ticket window, booking office; cash-desk, pay-desk
gişe (karayolu)
toll booth
gişe kapısı
wicket
gişe memuru
booking clerk
gişe rekorları kıran
box office
gişe rekoru kırmak
be good box office
kapalı gişe
sell-out
gişe
ticket office

He had to stand in line at the ticket office. - Bilet gişesindeki kuyrukta beklemek zorunda kaldı.

Tom had to stand in line at the ticket office for over three hours. - Tom üç saatten daha fazla süre bilet gişesinde kuyrukta beklemek zorunda kaldı.

gişe
booking office
gişe
payoff office
gişe
box office
gişe
sold-out
gişe
box-office
gişe
tollgate
gişe
tollbar
kapalı gişe
house full
kapalı gişe
full house
kapalı gişe
sellout
kapalı gişe oynamak
to play to a full house
kapalı gişe oyun
bumper house
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Fr. Tren istasyonu, vapur iskelesi ve mağaza gibi yerlerde bilet veya paranın alınıp verildiği yer
gişe
İstasyon, sinema, banka, mağaza ve bazı giriş kapılarında bilet veya para alıp verilen, çoğu küçük pencere biçiminde olan yer
gişe
İstasyon, sinema, banka, mağaza ve bazı giriş kapılarında bilet veya para alıp verilen, çoğu küçük pencere biçiminde olan yer: "Gişeden biletlerimizi alarak büyük şehrin bahçesini geziyoruz."- A. Haşim
gişe
Sinema, tiyatro, istasyon gibi yerlerin giriş kapılarında bilet ya da para alıp verilen, küçük pencere biçiminde yer
gişe
Bilet ya da para alıp verilen, çoğu küçük pencere biçiminde olan yer
Gişe
şalter
kapalı gişe
Bütün biletleri satılmış olan
English - Turkish

Definition of gi̇şe in English Turkish dictionary

gişe rekoru
Box office record
gi̇şe
Favorites