gezintiler

listen to the pronunciation of gezintiler
Turkish - English
excursions
plural of excursion
gezinti
{i} ride

Tom likes long bus rides. - Tom uzun otobüs gezintilerini seviyor.

I had to wait for a ride. - Gezinti için beklemek zorunda kaldım.

gezinti
trip

Let's go on a road trip. - Bir gezintiye gidelim.

gezinti
{i} excursion
gezinti
roam
gezinti
outing

It rains so often in the wet season that it's hard to plan outings. - Yağışlı mevsimde o kadar sık yağmur yağar ki gezintileri planlamak zordur.

gezinti
stroll

This morning we went for a lovely stroll around this part of the mountain. - Bu sabah dağın bu bölümü etrafında hoş bir gezintiye gittik.

We can do lots of strolling. - Bir sürü gezinti yapabiliriz.

gezinti
navigation
gezinti
yolculuk
gezinti
{i} promenade
gezinti
walk

We went for a walk on the beach. - Sahilde gezinti yaptık.

gezinti
{i} tramp
gezinti
spin

After dinner, we took a spin around town in my car. - Akşam yemeğinden sonra arabamda kasabanın etrafında kısa bir gezinti yaptık.

gezinti
hike

We'll probably be a bit tired after the hike. - Muhtemelen gezintiden sonra biraz yorgun olacağız.

The hike will take at least eight hours. - Gezinti en az sekiz saat sürer.

gezinti
jaunt
gezinti
jaunting
gezinti
walk, stroll; pleasure trip, outing; tour
gezinti
walkway behind the parapet of a castle or fort
gezinti
mus. slowly passing from one makam to another while improvising
gezinti
prom

Tom told me who you were asking to the prom. - Tom bana senin kime gezinti yapmayı sorduğunu anlattı.

gezinti
airing
gezinti
walk, stroll, outing, excursion, tour, jaunt; corridor
gezinti
walking tour
gezinti
sally
gezinti
run
Turkish - Turkish
gezintiler
Favorites