I don't want Tom wandering around the mall by himself.
- Tom'un alışveriş merkezinde tek başına gezinmesini istemiyorum.
They were encouraged not to let their cattle roam freely.
- Sığırlarının serbestçe başıboş gezinmelerine izin vermemeleri teşvik edildi.
Tom used crutches to get around.
- Tom gezinmek için koltuk değneği kullandı.
In the end, because of the disease, he became unable to walk and had to use a motorized wheelchair to get around.
- Sonunda, hastalıktan dolayı yürüyemez hale geldi ve gezinmek için motorlu tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kaldı.
Tom used crutches to get around.
- Tom gezinmek için koltuk değneği kullandı.
In the end, because of the disease, he became unable to walk and had to use a motorized wheelchair to get around.
- Sonunda, hastalıktan dolayı yürüyemez hale geldi ve gezinmek için motorlu tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kaldı.
In the end, because of the disease, he became unable to walk and had to use a motorized wheelchair to get around.
- Sonunda, hastalıktan dolayı yürüyemez hale geldi ve gezinmek için motorlu tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kaldı.
I don't get around as well as I used to.
- Ben eskisi kadar iyi gezinmiyorum
Tom can't get around without a wheelchair.
- Tom tekerlekli sandalye olmadan gezinemiyor.
We can do lots of strolling.
- Bir sürü gezinti yapabiliriz.