A horrible suspicion wandered around in my brain.
- Korkunç bir şüphe beynimde gezindi.
He wandered around the lake.
- O, gölün etrafında gezindi.
Tom can't get around without a wheelchair.
- Tom tekerlekli sandalye olmadan gezinemiyor.
I don't get around as well as I used to.
- Ben eskisi kadar iyi gezinmiyorum
We can do lots of strolling.
- Bir sürü gezinti yapabiliriz.