The boy was wandering about the town.
- Çocuk kasabayı geziniyordu.
When my interview was postponed until 3, I wandered around killing time.
- İş görüşmem ertelenince saat 3'e kadar boş boş gezdim.
Do you have any sightseeing tours of this town?
- Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?
The purpose of our trip is to visit friends and see some tourist spots.
- Gezimizin amacı arkadaşları ziyaret etmek ve bazı turistik noktaları görmektir.
I'm looking forward to touring bookstores in the US.
- Amerika'daki kitapçılarda gezinmeyi dört gözle bekliyorum.
Tom is touring with Mary's band.
- Tom Mary'nin grubuyla geziyor.
I spent an hour wandering before I realised which way I needed to go.
- Hangi yola gitmem gerektiğini fark etmeden önce gezinerek bir saat harcadım.
The boy was wandering about the town.
- Çocuk kasabayı geziniyordu.
I want to get a sightseeing visa.
- Bir gezi için vize almak istiyorum.
Tom went sightseeing.
- Tom gezi turuna gitti.