Turkish - English
Definition of geyik in Turkish English dictionary
- {i} deer
There are a lot of deer in Nara.
-Nara'da bir sürü geyik var.
The deer ran for its life.
-Geyik, yaşamı için kaçtı.
- (Tabiat Doğa) (hayvan) [syn.: geyik, burçin] deer, hind
- (dişi) hind
- doe
- cuckold
- (Gıda) stag
- deer, stag; cuckold
- deer, stag, hart
- slang pander; cuckold
- hartebeest
- geyik muhabbeti
- schmoose
- geyik benzeri hayvan
- deer
- geyik böcekleri
- (Hayvan Bilim, Zooloji) lucanidae
- geyik böceği
- lucanus cervus
- geyik böceği
- stag beetle
- geyik derisi
- buckskin
- geyik derisi
- deerskin
- geyik dikeni
- (Botanik, Bitkibilim) hawthorn
- geyik dikeni
- (Botanik, Bitkibilim) crataegus
- geyik domuzu
- (Hayvan Bilim, Zooloji) babirussa
- geyik muhabbeti
- chat
- geyik muhabbeti
- confab
- geyik muhabbeti
- confabulation
- geyik muhabbeti
- schmooze
- geyik muhabbeti yapmak
- chit chat
- geyik türü
- elk
- geyik yapmak
- chit chat
- geyik otu
- savory
- geyik ve karaca yavrusu
- deer and fawn
- geyik avcılığı
- deerstalking
- geyik avcısı
- deerstalker
- geyik avı
- deerstalking
- geyik avı köpeği
- buckhound
- geyik bağırması
- troat
- geyik başı
- staghead
- geyik boynuzu
- buckhorn
- geyik böceği
- (Tabiat Doğa) (böcek, haşere, Fam: Lucanidae) [syn.: geyik böceği, makaslı böcek] stag beetle
- geyik böceği
- stagbeetle
- geyik derisi
- buckskin, deerskin
- geyik dili eğrelti
- (Botanik, Bitkibilim) phyllitis
- geyik eti
- venison
- geyik etine girmek
- (for a young girl) to begin to fill out, begin to round out; to reach puberty
- geyik gibi
- cervine
- geyik ile ilgili
- cervine
- geyik izi
- slot
- geyik kızartma
- (Gıda) roast venison
- geyik muhabbeti
- yap
- geyik muhabbeti etmek
- to yap
- geyik ormanı
- (Hayvan Bilim, Zooloji) deer forest
- geyik otu
- dittany
- geyik otu
- savoury [Brit.]
- geyik saçması
- deer shot
- geyik yavrusu
- fawn
- erkek geyik
- stag
- azgınlık (geyik)
- rut
- boynuz geyik
- antler
- kızgınlık (geyik)
- rut
- kızıl geyik
- (Hayvan Bilim, Zooloji) cervus elaphus
- kızıl geyik
- red deer
- kızışma (geyik)
- rut
- Geyik yapmak
- banter
- geyikler
- deer
- geyikler
- deers
- bağırmak (geyik)
- troat
- boynuzları dallanmamış iki yaşındaki geyik
- pricket
- boynuzu on çatallı geyik
- hart of ten
- dişi geyik
- doe
- dişi geyik derisi
- doeskin
- erkek geyik
- hart
- geyik otu
- {i} savoury
- iki yaşında erkek geyik
- brocket
- iki yaşındaki erkek geyik
- pricket
- keçiye benzer geyik
- izard
- kızıl geyik
- (Tabiat Doğa) (hayvan, Fam: geyikgiller) red deer
- yavru geyik boynuzu
- spike
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of geyik in Turkish Turkish dictionary
- Geyikgillerden, erkeklerinin başında uzun ve çatallı boynuzları olan memeli hayvan (Cervus elaphus)
- Muğla'nın Milas ilçesinde Sarıçay üzerinde, içme suyu temini amacıyla 1986-1988 yılları arasında inşa edilmiş bir baraj
- Karısının veya bir kadın yakınının ihanetine uğramış erkek
- (Osmanlı Dönemi) HEVACİ'
- füvr
- (Osmanlı Dönemi) SİR'ET
- (Osmanlı Dönemi) CEDAYE
- geyik böcekleri
- Geyik böceği vb.ni içine alan kın kanatlılar familyası
- geyik böceği
- Geyik boynuzunu andıran sağlam çeneleriyle, orman ve tarım ağaçlarını kemirerek beslenen, 20 ile 60 mm boyunda kın kanatlı böcek (Lucanus cervus)
- geyik dikeni
- bakınız: akdiken
- geyik muhabbeti
- Boş konuşma
- geyik otu
- Sedef otugillerden, bahçelerde süs olarak yetiştirilen ıtırlı bir bitki (Dictamnus fraxinella)
Related Terms
geyik
Hyphenation
ge·yikPronunciation
Resimler
History
Favorites