Yokohama'ya varmak iki saatimi aldı.
- It took me two hours to get to Yokohama.
İstasyona erken varmak için çaba harcadı.
- He made an effort to get to the station early.
Çalışmaya başlamak zorundayım.
- I have to get to work.
İşe başlamak istiyorum.
- I want to get to work.
Onlar Avrupa'ya ulaşmak için umutsuzdu.
- They were desperate to get to Europe.
JR istasyonuna yürüyerek ulaşmak kaç dakika sürer?
- How many minutes does it take to get to the JR station on foot?
He's refusing to testify. I think the Mob got to him.
This job's really getting to me. I don't know how much longer I'll last.