Bu durumdan kurtulmak zorundayım.
- I have to get out of this situation.
Kendimi sıkıntı içinde bulduğumda o konudan kurtulmak için bir çıkış yolu bulmaya çalışırım.
- When I find myself in trouble, I try to find a way to get out of it.
Leyla arabadan inmek istedi.
- Layla wanted to get out of the car.
Tom arabadan inmek istiyordu.
- Tom wanted to get out of the car.
Metrodan inmek için uğraştım.
- I struggled to get out of the subway.
Tom arabadan inmek ve yürümek istedi.
- Tom wanted to get out of the car and walk.
Dün saat kaçta yataktan çıktın?
- What time did you get out of bed yesterday?
Buradan hemen kaçmalıyız.
- We should get out of here now.
I can't get out of this notion that she may have known all along.
Is there any way I can get out of Saturdays?.
... in and out to get out of the way, and even cards and that ...
... and technology, namely that it should get out of the way and ...