Bu labirentten kurtulmak çok zor.
- This maze is very hard to get out of.
Kendimi sıkıntı içinde bulduğumda o konudan kurtulmak için bir çıkış yolu bulmaya çalışırım.
- When I find myself in trouble, I try to find a way to get out of it.
Leyla arabadan inmek istedi.
- Layla wanted to get out of the car.
Tom arabadan inmek ve yürümek istedi.
- Tom wanted to get out of the car and walk.
Tom arabadan inmek istiyordu.
- Tom wanted to get out of the car.
Leyla arabadan inmek istedi.
- Layla wanted to get out of the car.
Buradan hemen kaçmalıyız.
- We should get out of here now.
Kaç Tom. Çık buradan!
- Run, Tom. Get out of here!
I can't get out of this notion that she may have known all along.
Is there any way I can get out of Saturdays?.
... - MARGARET, GET OUT OF THE WAY! - I'M ON THE AIR, KIM. ...
... and technology, namely that it should get out of the way and ...