İnsanlar ona karşı geldiği zaman o sinirlenmek eğilimindedir.
- He tends to get angry when people oppose him.
Kızmak için neden yok.
- That's no reason to get angry.
Kızmak için hiçbir neden yok.
- There's no reason to get angry.
İstasyona erken varmak için çaba harcadı.
- He made an effort to get to the station early.
Arabayla istasyondan amcamın evine varmak yaklaşık sadece beş dakika aldı.
- It took only about five minutes to get to my uncle's house from the station by car.
İşe başlamak istiyorum.
- I want to get to work.
Çalışmaya başlamak zorundayım.
- I have to get to work.
Benimle ilgili olarak, sinirlenince sessizliğe büründüğümü bilmelisin.
- Something you should know about me is that when I get angry, I get quiet.
Sinirlenmemek için dikkatli olmalısın.
- You must be careful not to get angry.
Tom çatıya ulaşmak için merdivene tırmandı.
- Tom climbed up a ladder to get to the roof.
Adaya ulaşmak onlar için zordu.
- It was hard for them to get to the island.
He's refusing to testify. I think the Mob got to him.
This job's really getting to me. I don't know how much longer I'll last.