Mağaza tıka basa dolu. - The store is jam-packed.
Mağaza tıka basa dolu.
The store is jam-packed.
Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu. - The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin.
Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu.
The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin.