gerisinde

listen to the pronunciation of gerisinde
Turkish - English
behind

It's behind schedule. - Bu, programın gerisinde.

He's behind the times in his methods. - O metotlarında zamanın gerisindedir.

(Havacılık) aft
in the rear of
behind, at he back of
astern
geri
back

He left Japan never to come back. - O asla geri dönmemek üzere Japonya'dan ayrıldı.

He isn't back yet. He may have had an accident. - O henüz geri gelmedi. Kaza geçirmiş olabilir.

gerisinde kalmak
fall astern
gerisinde kalmak
fall behind
gerisinde behind: evin gerisinde behind
the house
gerisinde kalmak (bir işin)
get behind in
geri
{i} rest

My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there. - Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.

Do you want the rest of my sandwich? - Benim sandviçin geri kalanını istiyor musunuz?

geri
rear

Tom always looks in the rearview mirror before he backs up. - Tom her zaman geri gitmeden önce dikiz aynasına bakar.

geri
{s} reverse

Tom started the car and put it in reverse. - Tom arabayı çalıştırdı ve onu geri vitese aldı.

geri
behind

Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access. - Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.

They decided to leave extra food behind. - Ekstra yiyeceği geride bırakmaya karar verdiler.

cephe gerisinde
behind the front
geri
background
geri
remainder
geri
(Bilgisayar) prev
geri
aft
geri
(Bilgisayar) previous
geri
(Bilgisayar) back space
geri
lag
geri
undeveloped
geri
imbecile
geri
(Bilgisayar) back to
geri
provincial
geri
with-
geri
arrears
geri
stupid
geri
(Bilgisayar) bksp
geri
reclaim
geri
(Bilgisayar) backspace
perde gerisinde
(Muzik) backstage
geri
reclaimed
geri
to back
geri
restored to
geri
back in

I will be back in two week's time. - İki haftalık süre içinde geri döneceğim.

Tom is back in his office. - Tom ofisine geri döndü.

geri
back from
geri
the rest, remaining part, remainder, what's left
geri
slow (timepiece)
geri
the past
geri
backward

The actress fell backward over the stage. - Aktris, sahne üzerinde geriye düştü.

She is backward in expressing her opinion. - O, fikrini ifade etmede geri kalmış.

geri
reversing
geri
backwards

Tom stepped backwards. - Tom geriye adım attı.

Tom stumbled backwards. - Tom geriye tökezledi.

geri
backward, behind in time or progress, behindhand
geri
retarded, backward
geri
outcome, result
geri
back, rear, reverse; rest, remainder; back, hind; backward, undeveloped; (saat, vb.) slow; stupid, half-witted, imbecile; back, backward(s)
geri
re
geri
posterior
geri
back, backward, to the rear
geri
retro
geri
hind

In hindsight, this was a mistake. - Geriye dönüp baktığımda, bu bir hataydı.

geri
slow

The clock is ten minutes slow. - Saat on dakika geri kalmış.

As my watch was slow, I missed the special express. - Saatim geri kaldığı için özel ekspresi kaçırdım.

geri
aback
geri
rearward
geri
Back up!/Back!
geri
anus (of an animal)
geri
back, back side, rear, the space behind
geri
with

I think everyone looks back on their childhood with some regret. - Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar.

In the end, the Germans were forced to withdraw. - Sonunda, Almanlar geri çekilmeye zorlandı.

geri
pull away
yaşının gerisinde gelişme gösteren kimse
late developer
çağın gerisinde kalma
fossilization
çağın gerisinde kalmak
fossilize
çağın gerisinde kalmak
to be behind the times
çağın gerisinde kalmamak
to keep up with the times
English - English

Definition of gerisinde in English English dictionary

Geri
A diminutive of the female given name Geraldine, also used as a formal given name
geri
Kick
Turkish - Turkish
gerisinde
Favorites