gerili

listen to the pronunciation of gerili
Turkish - English
taut
stretched, tight, taut
stretched, strained, tight, taut
tense

Tom's meeting with his boss was very tense. - Tom'un patronuyla buluşması gerilimli idi.

strained
geri
back

He came back before eight. - Sekizden önce geri döndü.

He left Japan never to come back. - O asla geri dönmemek üzere Japonya'dan ayrıldı.

gerili ip
tightrope
geri
{i} rest

Please, remember those words for the rest of your life. - Lütfen hayatınızın geriye kalanı için bu kelimeleri hatırlayın.

My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there. - Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.

geri
rear

Tom always looks in the rearview mirror before he backs up. - Tom her zaman geri gitmeden önce dikiz aynasına bakar.

geri
{s} reverse

Tom started the car and put it in reverse. - Tom arabayı çalıştırdı ve onu geri vitese aldı.

geri
behind

He's behind the times in his methods. - O metotlarında zamanın gerisindedir.

They decided to leave extra food behind. - Ekstra yiyeceği geride bırakmaya karar verdiler.

geri
background
geri
remainder
geri
(Bilgisayar) prev
geri
aft
geri
(Bilgisayar) previous
geri
(Bilgisayar) back space
geri
lag
geri
undeveloped
geri
imbecile
geri
(Bilgisayar) back to
geri
provincial
geri
with-
geri
arrears
geri
stupid
geri
(Bilgisayar) bksp
geri
reclaim
geri
(Bilgisayar) backspace
geri
reclaimed
geri
to back
geri
restored to
geri
back in

I will be back in two week's time. - İki haftalık süre içinde geri döneceğim.

I'll be back in a wink. - Kaşla göz arasında geri döneceğim.

geri
back from
geri
the rest, remaining part, remainder, what's left
geri
slow (timepiece)
geri
the past
geri
backward

Tom took a step backward. - Tom geriye doğru bir adım attı.

She is backward in expressing her opinion. - O, fikrini ifade etmede geri kalmış.

geri
reversing
geri
backwards

Tom is walking backwards. - Tom geriye doğru yürüyor.

Why is it easier to park the car backwards than forwards? - Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?

geri
backward, behind in time or progress, behindhand
geri
retarded, backward
geri
outcome, result
geri
back, rear, reverse; rest, remainder; back, hind; backward, undeveloped; (saat, vb.) slow; stupid, half-witted, imbecile; back, backward(s)
geri
re
geri
posterior
geri
back, backward, to the rear
geri
retro
geri
hind

In hindsight, this was a mistake. - Geriye dönüp baktığımda, bu bir hataydı.

geri
slow

This watch is ten minutes slow. - Bu saat on dakika geridir.

The clock is ten minutes slow. - Saat on dakika geri kalmış.

geri
aback
geri
rearward
geri
Back up!/Back!
geri
anus (of an animal)
geri
back, back side, rear, the space behind
geri
with

I think everyone looks back on their childhood with some regret. - Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar.

She will return within an hour. - O bir saat içinde geri dönecektir.

geri
pull away
English - English

Definition of gerili in English English dictionary

Geri
A diminutive of the female given name Geraldine, also used as a formal given name
geri
Kick
gerili
Favorites