The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
Their marriage has been strained lately because of financial problems.
- Mali sıkıntılar nedeniyle evlilikleri son zamanlarda gerildi.
Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
- Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
During the intermission I got up to stretch my legs.
- Molada bacaklarımı germek için kalktım.
What Jane said made the atmosphere less tense.
- Jane'in söylediği ortamı daha az gerdi.
In the most thrilling moment, everyone looked very tense.
- En heyecanlı anda herkes çok gergin görünüyordu.
Relax. You're all tensed up.
- Rahatlayın. Hepiniz gerginsiniz.
The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
His weight strained the rope.
- Onun ağırlığı ipi gerdi.
The cat was lying stretched out at full length in the sunlight streaming through the window.
- Kedi, pencereden giren güneş ışığında boylu boyunca gerinerek uzanıyordu.
My father stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerildi.
Though the doctor did his best, the patient's recovery was slow.
- Doktor elinden geleni yapmasına rağmen hastanın iyileşmesi yavaş gerçekleşti.
He soon recovered his composure.
- Kısa sürede soğukkanlılığını geri kazandı.
Mongolian nomads live in gers.