gerideki

listen to the pronunciation of gerideki
Turkish - English
posterior
rear
geri
back

Ask her when she comes back. - O geri döndüğünde ona sor.

He isn't back yet. He may have had an accident. - O henüz geri gelmedi. Kaza geçirmiş olabilir.

geri
{i} rest

Where are the rest of the files? - Dosyaların geri kalanı nerede?

I put the rest of your clothes in the laundry. - Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.

geri
rear

Tom always looks in the rearview mirror before he backs up. - Tom her zaman geri gitmeden önce dikiz aynasına bakar.

geri
{s} reverse

Tom started the car and put it in reverse. - Tom arabayı çalıştırdı ve onu geri vitese aldı.

geri
behind

They decided to leave extra food behind. - Ekstra yiyeceği geride bırakmaya karar verdiler.

He's behind the times in his methods. - O metotlarında zamanın gerisindedir.

geri
background
geri
remainder
geri
(Bilgisayar) prev
geri
aft
geri
(Bilgisayar) previous
geri
(Bilgisayar) back space
geri
lag
geri
undeveloped
geri
imbecile
geri
(Bilgisayar) back to
geri
provincial
geri
with-
geri
arrears
geri
stupid
geri
(Bilgisayar) bksp
geri
reclaim
geri
(Bilgisayar) backspace
geri
reclaimed
geri
to back
geri
restored to
geri
back in

Tom is back in his office. - Tom ofisine geri döndü.

I will be back in two week's time. - İki haftalık süre içinde geri döneceğim.

geri
back from
en gerideki
rearmost
geri
the rest, remaining part, remainder, what's left
geri
slow (timepiece)
geri
the past
geri
backward

Tom bends over backwards to please Mary. - Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.

The actress fell backward over the stage. - Aktris, sahne üzerinde geriye düştü.

geri
reversing
geri
backwards

Tom bends over backwards to please Mary. - Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.

Tom is walking backwards. - Tom geriye doğru yürüyor.

geri
backward, behind in time or progress, behindhand
geri
retarded, backward
geri
outcome, result
geri
back, rear, reverse; rest, remainder; back, hind; backward, undeveloped; (saat, vb.) slow; stupid, half-witted, imbecile; back, backward(s)
geri
re
geri
posterior
geri
back, backward, to the rear
geri
retro
geri
hind

In hindsight, this was a mistake. - Geriye dönüp baktığımda, bu bir hataydı.

geri
slow

That was because my watch was five minutes slow. - Sebebi saatimin beş dakika geri kalmasıydı.

My watch is five minutes slow. - Saatim beş dakika geri kalmış.

geri
aback
geri
rearward
geri
Back up!/Back!
geri
anus (of an animal)
geri
back, back side, rear, the space behind
geri
with

I think everyone looks back on their childhood with some regret. - Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar.

She will be back within a week. - O bir hafta içinde geri dönecek.

geri
pull away
English - English

Definition of gerideki in English English dictionary

Geri
A diminutive of the female given name Geraldine, also used as a formal given name
geri
Kick
Turkish - Turkish
gerideki
Favorites