Dick promised to come back by three o'clock.
- Dick, saat üçe kadar geri gelmek için söz verdi.
He gave me a promise to come back soon.
- O,yakında geri gelmek için bana söz verdi.
Can you just tell me now, so I don't have to come back tomorrow?
- Sadece bana şimdi söyleyebilir misin, böylece yarın geri gelmek zorunda kalmam.
I want to come back to Boston.
- Boston'a geri gelmek istiyorum.
I was very glad to get back.
- Geri gelmekten çok memnundum.
I want to come back here.
- Buraya geri gelmek istiyorum.
He gave me a promise to come back soon.
- O,yakında geri gelmek için bana söz verdi.
The symptoms haven't returned.
- Semptomlar geri gelmedi.
I expect her to come back before lunch.
- Onun öğle yemeğinden önce geri gelmesini bekliyorum.
You may go out as long as you come back soon.
- Kısa sürede geri gelmen şartıyla dışarı çıkabilirsin.
I wish you'd consider coming back to Boston.
- Keşke Boston'a geri gelmeyi düşünsen.
I wish you'd consider coming back home.
- Keşke eve geri gelmeyi düşünsen.