You should go back right now.
- Şu an geri dönmelisin.
Let's go back before it begins to rain.
- Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
Tom didn't want to go back to where he was born.
- Tom doğduğu yere geri dönmek istemiyordu.
Tom certainly wouldn't be pleased if Mary decided to go back to work.
- Mary işe geri dönmeye karar verse, Tom kesinlikle memnun olmaz.
Tom has to get back to work.
- Tom işe geri dönmek zorunda.
If you don't have an accident on the snowy roads I think you should be able to get back safely.
- Karlı yollarda bir kaza yapmadıysan, güvenli bir şekilde geri dönebilmen gerektiğini düşünüyorum
The National Center for Education Information says a predicted teacher shortage won't pan out because teachers who left the profession are returning.
- Ulusal Eğitim Bilgi Merkezi Mesleği bırakan öğretmenler geri döndüklerinden dolayı tahmin edilen bir öğretmen açığının sonuç vermeyeceğini söylüyor.
There is no returning to our younger days.
- Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
When will you return?
- Ne zaman geri döneceksin?
After a long absence, he returned home.
- Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
He returned to America.
- Amerika'ya geri döndü
He returned home three hours later.
- Üç saat sonra eve geri döndü.