When you go abroad, you'd better keep in mind that tipping is necessary.
- Yurt dışına gittiğinizde, bahşiş vermenin gerekli olduğunu aklınızda tutsanız iyi olur.
I find it necessary to be able to say what I feel.
- Ne hissettiğimi söyleyebilmeyi gerekli buluyorum.
It is essential to keep calm in a time of crisis and avoid going haywire.
- Bir kriz anında sakin kalmak ve kontrolü kaybetmemek gereklidir.
Being aware of what and how much we eat is essential to good health.
- Neyi ve ne kadar çok yediğimizin farkında olma iyi sağlık için gereklidir.
The Romans would never have had the chance to conquer the world if they had first been required to study Latin.
- Romalılar ilk önce Latince çalışması gerekli olsaydı, asla dünyayı fethetme şansları olmazdı.
A list of required hardware is available here.
- Gerekli donanımın listesi burada mevcut.
Tom wanted to feel needed.
- Tom gerekli hissetmek istiyordu.
I didn't feel wanted.
- Ben gerekli hissetmiyorum.
We have to follow due process.
- Gerekli işlemleri takip etmek zorundayız.
Your approval is not required.
- Benim onayım gerekli değil.
Reservations are not required.
- Rezervasyonlar gerekli değil.
I have not yet collected sufficient materials to write a book.
- Bir kitap yazmak için henüz gerekli malzemeleri toplamadım.
I won't be able to go travelling until the requisite visa fees are paid.
- Ben gerekli vize ücretleri ödenene kadar seyahata gidemeyeceğim.
Sleep and good food are indispensable to good health.
- Uyku ve iyi yemek iyi sağlık için gereklidir.