Definition of gerekiyor in Turkish English dictionary
- it is necessary
- gerek
- need
I need to configure this server with an appropriate firewall system.
- Uygun bir güvenlik duvarı sistemiyle bu sunucuyu yapılandırmam gerekiyor.
At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
- Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
- bilmem gerekiyor
- need to know
- gerek
- whether or
Tom wasn't certain whether or not he should tell Mary.
- Tom Mary'ye söylemesi gerekip gerekmediğinden emin değildi.
I wondered whether or not Tom had told Mary she needed to do that.
- Tom'un Mary'ye bunu yapması gerektiğini söyleyip söylemediğini merak ettim.
- gerek
- demand
I demanded that he should pay.
- Onun ödemesi gerektiğini iddia ettim.
This problem demands immediate attention.
- Bu soruna hemen dikkat edilmesi gerekir.
- gerek
- want
If you don't want to go, you don't need to.
- Gitmek istemiyorsan, gitmene gerek yok.
It is not necessary for you to take his advice if you don't want to.
- Siz istemiyorsanız onun tavsiyesini almanıza gerek yok.
- gerek
- concern
Should we be concerned?
- Endişeli olmamız gerekiyor mu?
That's nothing you need to concern yourself with.
- Bu kendinizi endişelendirmenizi gereken bir şey değil.
- gerek
- occasion
- gerek
- ought
You ought to see a dentist.
- Bir diş hekimini ziyaret etmen gerekiyor.
You ought to have known that he was sick in bed.
- Onun yatakta hasta olduğunu bilmen gerekirdi.
- gerek
- requirement
Tom didn't find anyone who met the requirements.
- Tom gereksinimleri karşılayan birini bulamadı.
Please tell me the requirements for admission to the college.
- Koleje kabul için gerekli şeyleri anlatabilir misiniz.
- gerek
- involvement
- gerek
- required to
All passengers are required to show their tickets.
- Tüm yolcuların biletlerini göstermeleri gerekir.
You're required to help them.
- Ona yardım etmen gerek.
- gerek
- (Nükleer Bilimler) necessary
I find it necessary to be able to say what I feel.
- Ne hissettiğimi söyleyebilmeyi gerekli buluyorum.
It is necessary that every member observe these rules.
- Her üyenin bu kurallara uyması gereklidir.
- gerek
- the need
- ameliyat olmam gerekiyor mu
- Do I need an operation
- bazı testler yaptırmanız gerekiyor
- You have to do some tests
- botu ne zaman iade etmem gerekiyor
- When do I have to bring the boat back
- bu akşam almam gerekiyor
- I need them tonight
- bu ilaç için reçete gerekiyor mu
- Do I need a prescription for this
- bunları kuru temizlemeye vermem gerekiyor
- I need this to be dry cleaned
- bunları yıkatmam gerekiyor
- I need this to be washed
- bunları ütületmem gerekiyor
- I need this to be ironed
- burada satın aldığım ürünler için gümrük ödemem gerekiyor mu
- Do I have to pay duty on the goods I bought here
- ceza ödemeniz gerekiyor
- You'll have to pay a fine
- depozito ödemem gerekiyor mu
- Do I need to pay a deposit
- dişinizi çekmemiz gerekiyor
- We'll have to extract your tooth
- gerek
- necessity, need, requirement; necessary, needed; whether ... or
- gerek
- exigence
- gerek
- both ... and: Gerek annesi, gerek babası aynı yerdendirler. Both his mother and his father are from the same place
- gerek
- whether ... or: Gerek ben gideyim, gerek siz gidin, gerek o gitsin, farketmez. Whether it is I or you or he who goes, it does not make any difference
- gerek
- requisition
- gerek
- necessity
There is no necessity for you to do that.
- Onu yapmana gerek yok.
In the United States the automobile is a necessity and not a luxury.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde otomobil bir lüks değil, bir gerekliliktir.
- gerek
- exigency
- gerek
- repeated, preceding nouns or phrases in parallel position
- gerek
- pinch
You'll get used to living alone in a pinch.
- Gerektiğinde yalnız yaşamaya alışacaksın.
This will come in handy in a pinch.
- Bu gerektiğinde işe yarayacak.
- hastanede kalmam gerekiyor mu
- Do I have to stay in the hospital
- kaynak kuruluşun tayini gerekiyor
- (Askeri) originating agency's determination required
- kendi raketimi getirmem gerekiyor mu
- Do I have to bring my own racket
- muayene olmam gerekiyor
- I need a medical consultation
- ne kadar beklemem gerekiyor
- How long will I have to wait
- para yatırma formu almam gerekiyor
- I need a deposit slip
- para çekme formu almam gerekiyor
- I need a withdrawal slip
- park ücreti ödemem gerekiyor mu
- Must I pay to park here
- pişirilmesi gerekiyor mu
- Does it need to be cooked
- resmi rapor tutturmanız gerekiyor
- You have to make an official report
- rezervasyon yaptırmamız gerekiyor mu
- Do we need to make a reservation
- rezervasyon yaptırmamız gerekiyor mu
- Do we have to make a reservation
- reçete gerekiyor
- It needs a prescription
- röntgen çektirmem gerekiyor
- I need to have some X rays taken
- saat 5'e kadar hazır olması gerekiyor
- I need it by 5 o'clock
- saatimin ayarlanması gerekiyor
- My watch needs adjusting
- uyku ilacı için reçete gerekiyor mu
- Do you need a prescription for sleeping pills
- yanımda hangi bölgelerin bulunması gerekiyor
- What papers do I need with me
- yarın almam gerekiyor
- I need them tomorrow
- yarından sonra almam gerekiyor
- I need them the day after tomorrow
- yeniden göndermek gerekiyor
- (Bilgisayar) resend required
- üye olmamız gerekiyor mu
- Do we need to be members