I need no justification for my actions.
- Eylemlerim için hiçbir gerekçeye ihtiyacım yok.
I need to understand your reasons.
- Gerekçelerini anlamam gerekiyor.
I never argued with my stepmother, nor she gave me the reasons.
- Üvey annemle hiç tartışmadım veya o bana gerekçeler vermedi.
My nephew was excused on the grounds of his youth.
- Erkek yeğenim gençliği gerekçesiyle mazur görüldü.
Try and come up with a more reasonable excuse next time.
- Bir dahaki sefere daha mantıklı bir gerekçe bulmayı dene.
He resigned on the grounds that he was ill.
- O, hasta olduğu gerekçesiyle istifa etti.
He resigned on the grounds of ill health.
- O kötü sağlık gerekçesiyle istifa etti.