I need no justification for my actions.
- Eylemlerim için hiçbir gerekçeye ihtiyacım yok.
I never argued with my stepmother, nor she gave me the reasons.
- Üvey annemle hiç tartışmadım veya o bana gerekçeler vermedi.
I need to understand your reasons.
- Gerekçelerini anlamam gerekiyor.
My nephew was excused on the grounds of his youth.
- Erkek yeğenim gençliği gerekçesiyle mazur görüldü.
I don't make excuses. I only provide reasons.
- Bahane üretmiyorum, gerekçe buluyorum sadece.
Tom took early retirement on health grounds.
- Tom sağlık gerekçesiyle erken emekli oldu.
He resigned on the grounds of ill health.
- O kötü sağlık gerekçesiyle istifa etti.