Their marriage has been strained lately because of financial problems.
- Mali sıkıntılar nedeniyle evlilikleri son zamanlarda gerildi.
The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
Dad stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerindi.
Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
- Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
Tom's meeting with his boss was very tense.
- Tom'un patronuyla buluşması gerilimli idi.
Tom says that he always feels tense when Mary is in the room.
- Mary odada iken, Tom her zaman gergin hissettiğini söylüyor.
Relax. You're all tensed up.
- Rahatlayın. Hepiniz gerginsiniz.
Great strain was put on Tom and Mary's marriage by the constant meddling of Mary's mother.
- Mary'nin annesinin sürekli karışmasından Tom ve Mary'nin evliliğine büyük bir gerginlik konuldu.
Tom has been under a lot of strain recently.
- Tom son zamanlarda çok fazla gergin.
The cat was lying stretched out at full length in the sunlight streaming through the window.
- Kedi, pencereden giren güneş ışığında boylu boyunca gerinerek uzanıyordu.
Dad stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerindi.
He soon recovered his composure.
- Kısa sürede soğukkanlılığını geri kazandı.
Tom has completely recovered and can go back to work.
- Tom tamamen iyileşti ve işe geri dönebilir.
Mongolian nomads live in gers.