Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
- Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
Understanding you is really very hard.
- Seni anlamak gerçekten çok zor.
Life is indeed a good thing.
- Hayat gerçekten de iyi bir şeydir.
Indeed he is young, but he is well experienced for his age.
- Gerçekten çok genç ama yaşına göre çok tecrübeli.
Tom seemed genuinely surprised when I told him that Mary had left town.
- Mary'nin kasabayı terk ettiğini ona söylediğimde, Tom gerçekten şaşırmış görünüyordu.
Tom was genuinely surprised.
- Tom gerçekten şaşırmıştı.
Tom says he has actually seen a ghost.
- Tom gerçekten bir hayalet gördüğünü söylüyor.
Can computers actually translate literary works?
- Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi?
I can truly say that baby is ugly.
- Bebeğin çirkin olduğunu gerçekten söyleyebilirim.
It is truly regrettable.
- O gerçekten üzücüdür.
In fact, he didn't go to the church.
- Gerçekten, o kiliseye gitmedi.
As a child, Mary particularly hated clowns and apes. To this day, in fact, that has not changed one bit.
- Çocukken, Mary özellikle palyaçolar ve maymunlardan nefret ediyordu. Bu güne gelince, gerçekten, bu ,bir parça bile değişmedi.
Honestly, I really like you.
- Doğrusu, seni gerçekten seviyorum.
I honestly didn't know that Tom didn't know any French.
- Tom'un hiç Fransızca bilmediğini gerçekten bilmiyordum.
This TV program is really quite interesting.
- Bu TV programı gerçekten çok ilginçtir.
He's quite a nice fellow but I don't like him.
- O gerçekten hoş bir arkadaş fakat ondan hoşlanmıyorum.
Tom found that he actually liked working for Mary.
- Tom Mary için çalışmayı gerçekten sevdiğini anladı.
Was the money actually paid?
- Para gerçekten ödenildi mi?
Every sentence that starts with I'm not racist, but is likely to be very racist indeed.
- Ben ırkçı değilim, ama ile başlayan her cümlenin gerçekten çok ırkçı olması muhtemeldir.
He is very clever indeed.
- O gerçekten çok zeki.
I honestly didn't know Tom would be here.
- Tom'un burada olacağını gerçekten bilmiyordum.
I honestly don't care.
- Gerçekten umurumda değil.
You will answer truthfully, won't you?
- Gerçekten cevap vereceksin, değil mi?
He was so funny at the party that I simply couldn't restrain my laughter.
- O, partide o kadar komikti ki gerçekten gülmeme engel olamadım.
I am literally crying right now.
- Ben şimdi gerçekten ağlıyorum.
The monster literally had eyes in the back of its head. It was really creepy!
- Canavarın gerçekten kafasının arkasında gözleri vardı. Bu gerçekten ürperticiydi!
She's really smart, isn't she?
- O gerçekten akıllı, değil mi?
Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
- Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
They say that in America anyone can become president, but perhaps that's not really true.
- Onlar Amerika'da herhangi birinin başkan olabileceğini söylüyorlar fakat belki gerçekten doğru değildir.
I'm not sure if this is really true or not.
- Bunun gerçekten doğru olup olmadığına emin değilim.
I really appreciate the help you've given me over the years.
- Yıllardır bana yaptığın yardımı gerçekten takdir ediyorum.
Tom has really changed a lot since last year.
- Tom geçen yıldan beri gerçekten çok değişti.
If you keep on complaining, I will get mad for real.
- Şikayet etmeye devam edersen, gerçekten delireceğim.
At that time, I thought that I was going to die for real.
- O zaman, gerçekten öleceğimi sandım.
That was really effective.
- O gerçekten etkiliydi.
It's not really practical.
- Gerçekten pratik değil.
Religion is very personal. Practically everyone has really his own religion. Collectivity in religion is an artifice.
- Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır.
To tell the truth, I don't really like him.
- Doğruyu söylemek gerekirse, onu gerçekten sevmiyorum.
But we know nothing really; for truth lies deep down.
- Biz gerçekten bir şey bilmiyoruz; gerçek derinde yatıyor.
You will answer truthfully, won't you?
- Gerçekten cevap vereceksin, değil mi?