Araba dijital kontrollü klima ile donatılmıştır.
- The car is equipped with digitally controlled air conditioning.
Mary kontrollü bir eşti.
- Mary was a controlled wife.
Fadıl, bölgedeki uyuşturucu ticaretini kontrol etti.
- Fadil controlled the drug trade in the area.
İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
- The government of the Inca Empire controlled everything.
Tom cihazı dikkatlice inceledi.
- Tom inspected the equipment carefully.
Sami'nin arabası dedektifler tarafından incelendi.
- Sami's car was inspected by investigators.
Tom kahve demlemeye başladı, sonra epostasını kontrol etti.
- Tom started the coffee brewing, then checked his email.
O, satın almadan önce evin dayanıklılığını kontrol etti.
- He checked the durability of the house before buying it.