Ne Musevi, ne de musevi olmayan, ne köle ne de özgür vardır, ne erkek ne de dişi vardır, zira Mesih İsa'da hepiniz birsiniz.
- There is neither Jew nor Gentile, neither slave nor free, nor is there male and female, for you are all one in Christ Jesus.
Soylu erkek isyanda bir köle tarafından öldürüldü.
- The gentleman was killed by a slave in revolt.
Onun davranışları bir centilmen tavrı değildir.
- His manners are not those of a gentleman.
O, mükemmel bir centilmendir.
- He is a perfect gentleman.
Kibar görünüşlü yaşlı adam kalktı ve elini bana verdi.
- The gentle-looking old man got up and gave his hand to me.
Adamı örnek bir beyefendi olarak tanımladı.
- He described the man as a model gentleman.
O, Amerikalı bir beyefendi değil mi?
- Isn't he an American gentleman?
Tom'un her inçi bir beyefendi idi.
- Tom was every inch a gentleman.
He lou'd, as was his lot, a Ladie gent, / That him againe lou'd in the least degree .