Stretch the pizza with your hands.
- Pizzayı elinizle genişletin.
She wants to extend the no-smoking area.
- O, sigara içilmeyen alanı genişletmek istiyor.
The city wants to extend the road.
- Şehir yolu genişletmek istiyor.
He widened his small circle of friends.
- O, küçük arkadaş çevresini genişletti.
Television helps us widen our knowledge.
- Televizyon bilgimizi genişletmemize yardımcı olur.
He widened his small circle of friends.
- O, küçük arkadaş çevresini genişletti.
They widened the road.
- Onlar yolu genişletti.
Esperanto helped me broaden my intellectual and cultural horizons.
- Esperanto benim entellektüel ve kültürel ufuklarımı genişletmeme yardımcı oldu.
Good films broaden our horizons.
- İyi filmler ufuklarımızı genişletir.
He expanded his research.
- O, araştırmasını genişletti.
My attic will be expanded.
- Benim tavan genişletilecek.
He expanded his research.
- O, araştırmasını genişletti.
With work, we can expand our markets.
- Çalışarak, pazarlarımızı genişletebiliriz.
University education is designed to expand your knowledge.
- Üniversite eğitimi bilginizi genişletmek için tasarlanmıştır.
Will the universe expand indefinitely?
- Evren sonsuza kadar genişleyecek mi?
The workers are expanding the road.
- İşçiler yolu genişletiyor.