English - Turkish
Definition of generally refers to the body and structure of young wines in English Turkish dictionary
- tight
- tıkanmış
- tight
- tedariki güç
- tight
- sıkı gerilmiş kesat
- tight
- zorluk çeken
- tight
- {s} sarhoş
- tight
- su geçmez
- tight
- ucu ucuna
- tight
- zor elde edilir
- tight
- kısmık
- tight
- su geçirmez
- tight
- (Argo) çakırkeyif
- tight
- (pul) zor elde edilir
- tight
- sıkı
Ben ona sıkıca sarıldım.
-I hugged her tightly.
Ben koşuya gitmeden önce ayakkabılarımı her zaman sıkı bağlarım.
-I always tie my shoes tightly before I go jogging.
- tight
- {s} dar
Bu ayakkabılar çok dar. Acıtıyorlar.
-These shoes are too tight. They hurt.
Göğsümde tatsız bir daralma hissettim.
-I felt an uncomfortable tightness in my chest.
- tight
- esrik
- tight
- dili müşkül
- tight
- {s} sızdırmaz
- tight
- {s} kısa ve özlü
- tight
- (sıfat) sıkı, dar, gergin, kasılmış, sızdırmaz, zor, kritik, kısa ve özlü, cimri, eli sıkı, başabaş, sarhoş
Related Terms
English - English
Definition of generally refers to the body and structure of young wines in English English dictionary
- tight
generally refers to the body and structure of young wines
Hyphenation
gen·er·al·ly refers to the bo·dy and struc·ture of young winesTurkish pronunciation
cenrıli rıfırz tı dhi bädi ınd strʌkçır ıv yʌng waynzPronunciation
/ˈʤenrəlē rəˈfərz tə ᴛʜē ˈbädē ənd ˈstrəkʧər əv ˈyəɴɢ ˈwīnz/ /ˈʤɛnrəliː rəˈfɜrz tə ðiː ˈbɑːdiː ənd ˈstrʌkʧɜr əv ˈjʌŋ ˈwaɪnz/
Resimler
Favorites