Tom şu anki aylığından tamamen memnun.
- Tom is perfectly satisfied with his current salary.
Şu anki pozisyonumdan memnunum.
- I am content with my current position.
Ben önemli haberleri güncel tutmaya çalışıyorum.
- I try to keep current with important news.
Öğretmen güncel olaylara öğrencilerin dikkatini çekmeye çalıştı.
- The teacher tried to interest the students in current events.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir.
- If there's something more terrifying in the world than eternity, then it's probably the current progress of my diploma thesis.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Tom Mary'nin şimdiki erkek arkadaşıdır.
- Tom is Mary's current boyfriend.
Şimdiki evimiz çok küçük, bu yüzden taşınmaya karar verdi.
- Our current house is too small, so we decided to move.
Hadi akıma karşı yüzmeye çalışalım.
- Let us try to swim against the current.
Elektrik akımı manyetizma oluşturabilir.
- An electric current can generate magnetism.
current fashions.