Nothing easier. I received not long ago a map from my friend, Augustus Petermann, at Leipzig. Nothing could be more apropos.
Apropos the return home of the body of old King Nicholas of Montenegro ('Communists allow burial of Montenegro's last king', 2 October): King Alexander of Yugoslavia was his grandson, not his son-in-law.
By the way, Mike, please tell me how to get to your house.
- Sırası gelmişken, Mike, evine nasıl gideceğimi lütfen bana söyler misin?
By the way, would you like to come and see my mother?
- Sırası gelmişken, annemi görmek için gelmek ister misin?
What came first? The egg or the hen?
- Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?
She came to see us yesterday.
- O dün bizi görmek için geldi.
Did you come by yourself today?
- Bugün tek başına mı geldin?
Wisdom does not automatically come with age.
- Bilim yaş ile otomatik olarak gelmez.
Did you come from a musical family?
- Müziksever bir aileden mi geldin?
Social order does not come from nature. It is founded on customs.
- Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
She is coming from England.
- O İngiltere'den geliyor.
Christmas is coming soon.
- Yakında Noel geliyor.
Next time I come, I'll bring you some flowers.
- Bir daha ki gelişimde, sana bazı çiçekler getireceğim.
He came bearing a large bunch of flowers.
- O, büyük bir demet çiçek taşıyarak geldi.
Sırası gelmişken bunu yapalım . Let's do this, now that the time seems ripe.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.