Definition of geliri in Turkish English dictionary
- (Ticaret) average yield
- gelir
- revenue
The mayor thought that he should investigate the decline in tax revenues.
- Belediye başkanı, vergi gelirlerindeki azalmanın araştırılması gerektiğini düşündü.
Movie theaters are losing more and more revenue due to internet piracy.
- Sinemalar, internet korsanlığı nedeniyle gittikçe gelir kaybediyorlar.
- gelir
- income
Her large income enables her to go to Paris every year.
- Onun büyük geliri onun her yıl Paris'e gitmesini sağlıyor.
Your income is about twice as large as mine is.
- Gelirin, benimkinin yaklaşık iki katı kadar büyük.
- geliri olan
- with income
- gelir
- revenues
The mayor thought that he should investigate the decline in tax revenues.
- Belediye başkanı, vergi gelirlerindeki azalmanın araştırılması gerektiğini düşündü.
A loss in third-quarter revenues was predicted.
- Üçüncü çeyrek gelirlerinde bir kayıp öngörülüyordu.
- gelir
- proceeds
- gelir
- earnings
- faaliyet geliri
- (Ticaret) operating revenue
- gayrimenkul geliri
- rental income
- gayrimenkul geliri
- property income
- gelir
- gam
As soon as he got home, he began to play a computer game.
- O eve gelir gelmez bir bilgisayar oyunu oynamaya başladı.
- gelir
- receipts
- gelir
- (Ticaret) earning
- gelir
- (Ticaret) returns
Water is the principle of all things; all comes from water, and to water all returns.
- Su her şeyin anasıdır; her şey sudan gelir, ve suya döner.
- gelir
- increment
- gelir
- allowance
- gelir
- return
Water is the principle of all things; all comes from water, and to water all returns.
- Su her şeyin anasıdır; her şey sudan gelir, ve suya döner.
- gelir
- means
This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything!
- Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.
This signal means don't walk.
- Bu işaret yürüme anlamına gelir.
- gelir
- (Ticaret) receipt
- gelir
- emolument
- gelir
- revenue expenditure
- kamu geliri
- public revenue
- muhasebe geliri
- (Ticaret) accounting income
- reklam geliri
- advertising revenue
- turizm geliri
- (Turizm) tourism revenue
- gelir
- takings
- gelir
- gainings
- Gelir
- input
- gelir
- income to
- kira geliri getiren mülk
- property rental revenue
- arazi geliri
- capital rent
- arazi geliri
- (Kanun) land rent
- bölüm geliri
- (Ticaret) segment revenue
- denge geliri
- (Ticaret) equilibrium income
- devlet geliri
- revenue
- devlet geliri
- public revenues
- devlet geliri
- public revenue
- dönem net geliri
- (Ticaret) net income for the period
- emeklilik geliri
- (Sigorta,Ticaret) pension benefit
- emeklilik geliri
- (Sigorta,Ticaret) pension income
- emlak geliri
- (Ticaret) property income
- faiz geliri
- unearned income
- gelir
- (Hukuk) earnings, income
- gelir
- yield
- gelir
- income, revenue, receits, emolument
- gelir
- drawings
- gelir
- rente
- gelir
- finance
- hibe geliri
- donation income
- kira geliri
- unearned income
- kira geliri defteri
- (Ticaret) rent roil
- kira geliri defteri
- (Ticaret) rent roll
- kira geliri sağlayan kişi
- (Ticaret) rentier
- lisans geliri
- (Ticaret) licencing income
- lisans geliri
- (Ticaret) licensing income
- lisans geliri
- (Ticaret) license income
- menkul kıymet geliri
- (Ticaret) interest-dividend income
- menkul sermaye geliri
- (Ticaret) securities income
- menkul sermaye geliri
- (Ticaret) security income
- reklam geliri elde etmek
- gain advertising revenue
- reklam geliri elde etmek
- earn advertisement revenue
- reklam geliri elde etmek
- generate advertising revenue
- reklam geliri elde etmek
- generate advertisement revenue
- sermaye geliri
- (Ticaret) return of capital
- tahmini net prim geliri
- (Sigorta) estimated net premium income
- tahmini prim geliri
- (Sigorta) estimated premium income
- tefecilik geliri
- (Ticaret) income from money lent
- toprak geliri
- purchase
- vergi geliri
- (Ticaret) tax receipt
- vergi geliri
- (Ticaret) tax income