gelinlik

listen to the pronunciation of gelinlik
Turkish - English
bridal
bridal; (kız) marriageable; wedding dress; the state of being a bride
marriageable (girl), eligible for marriage
wedding dress

I'm looking forward to seeing you in a wedding dress. - Ben seni bir gelinlik içinde görmek için sabırsızlanıyorum.

Mary's wedding dress was beautiful. - Mary'nin gelinlik elbisesi güzeldi.

being a bride
wedding dress, wedding gown
nubile
bridal dress
bridal, fit for a bride
marriageable
(material) suitable for making a wedding dress
bridal gown
wedding gown
gelinlik malzemeler
trousseau
gelinlik çağında
nubile
Turkish - Turkish
Gelin giysisi
Gelin giysisi: "Çalgısı, köçeği, rakısı, yemeği, gelinliği ile otomobil paralarını hep oğlan evi ödeyecekti."- N. Cumalı
Gelin giysisi yapmaya uygun (kumaş)
Gelin için hazırlanmış
Gelin olma çağına gelmiş (kız)
Gelin olma durumu: "Düğünümde bulunmazsan gelinliğim içime sinmeyecek, diyor."- R. N. Güntekin
Gelin olma durumu
gelinlik çağı
Genç kızların evlenme dönemi
gelinlik
Favorites