As regards result, you don't have to worry.
- Sonuca gelince, endişelenmek zorunda değilsin.
As for living in Japan, I have nothing to complain about.
- Japonya'da yaşamaya gelince, şikâyet edecek bir şeyim yok.
As for me, instead of trying to be a cool, international man, I would like to be an open-minded earth person.
- Bana gelince, uluslar arası klas bir insan olmaya çabalamak yerine, açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.
Nobody could decide as to what to do.
- Ne yapılacağına gelince hiç kimse karar veremedi.
As to your final grade, that depends on your final examination.
- Final notuna gelince, bu senin final sınavına bağlı.
The girl fainted, but she came to when we threw water on her face.
- Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.
She came to see us yesterday.
- O dün bizi görmek için geldi.
Why did you come to Japan?
- Neden Japonya'ya geldin?
Did you come by yourself today?
- Bugün tek başına mı geldin?
This smell might come from the oven!
- Bu koku fırından gelebilir!
80% of all English words come from other languages.
- Tüm İngilizce sözcüklerin %80'i diğer dillerden gelmiştir.
She is coming from England.
- O İngiltere'den geliyor.
Please pardon me for coming late.
- Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
Next time I come, I'll bring you some flowers.
- Bir daha ki gelişimde, sana bazı çiçekler getireceğim.
These flowers come from Holland.
- Bu çiçekler Hollanda’dan geliyor.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.