Students should develop their reading skills.
- Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler.
Darwin developed the evolutionary theory.
- Darwin, evrim teorisini geliştirdi.
Her studies contributed greatly to developing scientific research.
- Onun çalışmaları bilimsel araştırmayı geliştirmeye çok katkıda bulundu.
I'm developing an Android application.
- Android uygulaması geliştiriyorum.
I'm interested in improving my French.
- Fransızcamı geliştirmekle ilgileniyorum.
Tom was improving his results.
- Tom sonuçlarını geliştiriyordu.
Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels.
- Sanal bellek çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.
Musical talent can be developed if it's properly trained.
- Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.
So-called winter time is expected to enhance the college reform.
- Sözde kış döneminin üniversite reformunu geliştirmesi bekleniyor.
Reformers aim to improve the government.
- Reformcular hükümeti geliştirmeyi hedefliyor.
That's something we'll improve on.
- Bu geliştireceğimiz bir şey.
Human beings evolved their intelligence.
- İnsan, zekasını geliştirdi.
This species has evolved resistance to the disease as a result of natural selection.
- Bu türler, doğal seleksiyonun bir sonucu olarak hastalığa karşı direnç geliştirmiştir.
He is making good progress in playing the piano.
- Piano çalmada kendini iyi geliştiriyor.
Tom is working hard to improve his English.
- Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
Exercise improves health.
- Egzersiz sağlığı geliştirir.
Computers are constantly being improved.
- Bilgisayarlar sürekli geliştiriliyorlar.
Almost everything has been improved.
- Neredeyse her şey geliştirilmektedir.
Can't you enhance the image?
- İmajını geliştiremez misin?
So-called winter time is expected to enhance the college reform.
- Sözde kış döneminin üniversite reformunu geliştirmesi bekleniyor.
This species has evolved resistance to the disease as a result of natural selection.
- Bu türler, doğal seleksiyonun bir sonucu olarak hastalığa karşı direnç geliştirmiştir.
Human beings evolved their intelligence.
- İnsan, zekasını geliştirdi.
They devised ingenious solutions.
- Onlar ustaca yapılmış çözümler geliştirdiler.
She quickly devised a plan to skip school and go to the party.
- O, okulu asmak ve partiye gitmek için çabucak bir plan geliştirdi.
Did you notice him coming in?
- Onun içeri gelişini fark ettin mi?
I saw him coming upstairs.
- Onu üst kata gelişini gördüm.
Ken is waiting for the arrival of the train.
- Ken trenin gelişini bekliyor.
Possibly, the accident will delay his arrival.
- Kaza onun gelişini muhtemelen geciktirecek.
Trade between the two countries has been steadily growing.
- İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Legends of vampires flourish in the Balkans.
- Vampir efsaneleri Balkanlar'da gelişir.
The fine arts flourished in Italy in the 15th century.
- Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.
The story revolves around a mysterious adventure.
- Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.
The advent of the euro is the beacon for the new millennium.
- Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.