In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
- Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
Darwin developed the evolutionary theory.
- Darwin, evrim teorisini geliştirdi.
We had hopes of developing tourism on a big scale.
- Turizmi büyük çapta geliştirme umutlarımız vardı.
Her studies contributed greatly to developing scientific research.
- Onun çalışmaları bilimsel araştırmayı geliştirmeye çok katkıda bulundu.
Families and companies across America are improving the energy efficiency of their homes and businesses with help from ENERGY STAR in ways that cost less and help the environment.
- Amerika genelinde aileler ve şirketler daha az maliyet ve çevreye yardımcı yollarla ENERGY STAR yardımıyla evlerinin ve işletmelerinin enerji verimliliği geliştiriyorlar.
I'm interested in improving my French.
- Fransızcamı geliştirmekle ilgileniyorum.
Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels.
- Sanal bellek çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.
Musical talent can be developed if it's properly trained.
- Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.
So-called winter time is expected to enhance the college reform.
- Sözde kış döneminin üniversite reformunu geliştirmesi bekleniyor.
Reformers aim to improve the government.
- Reformcular hükümeti geliştirmeyi hedefliyor.
That's something we'll improve on.
- Bu geliştireceğimiz bir şey.
Human beings evolved their intelligence.
- İnsan, zekasını geliştirdi.
This species has evolved resistance to the disease as a result of natural selection.
- Bu türler, doğal seleksiyonun bir sonucu olarak hastalığa karşı direnç geliştirmiştir.
He is making good progress in playing the piano.
- Piano çalmada kendini iyi geliştiriyor.
Exercise improves health.
- Egzersiz sağlığı geliştirir.
You can improve your English if you try.
- Eğer gayret edersen İngilizceni geliştirebilirsin.
You've definitely improved.
- Kesinlikle geliştirdin.
You've improved your English.
- İngilizceni geliştirdin.
So-called winter time is expected to enhance the college reform.
- Sözde kış döneminin üniversite reformunu geliştirmesi bekleniyor.
Can't you enhance the image?
- İmajını geliştiremez misin?
This species has evolved resistance to the disease as a result of natural selection.
- Bu türler, doğal seleksiyonun bir sonucu olarak hastalığa karşı direnç geliştirmiştir.
Human beings evolved their intelligence.
- İnsan, zekasını geliştirdi.
She quickly devised a plan to skip school and go to the party.
- O, okulu asmak ve partiye gitmek için çabucak bir plan geliştirdi.
They devised ingenious solutions.
- Onlar ustaca yapılmış çözümler geliştirdiler.
I saw him coming upstairs.
- Onu üst kata gelişini gördüm.
I'm looking forward to your coming to Japan.
- Japonya'ya gelişini dört gözle bekliyorum.
She informed him of her arrival.
- O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
Keiko informed him of her safe arrival.
- Keiko onun güvenli bir şekilde gelişini ona bildirdi.
Trade between the two countries has been steadily growing.
- İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
The fine arts flourished in Italy in the 15th century.
- Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.
Civilization has flourished for hundreds of years in this hidden land.
- Medeniyet bu gizli topraklarda yüzlerce yıldır gelişti.
The tribe wasn't delighted about the advent of the peacemaker.
- Kabile arabulucunun gelişi hakkında memnun değildi.
The story revolves around a mysterious adventure.
- Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.