In the near future, we will be able to put an end to AIDS.
- Yakın gelecekte, AIDS'e son verebileceğiz.
I really look forward to your visit in the near future.
- Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
No one can tell what'll happen in the future.
- Kimse gelecekte ne olacağını söyleyemez.
Kim means to be a diplomat in the future.
- Kim gelecekte bir diplomat olmaya niyet ediyor.
He is to come to my house tonight.
- O, bu gece benim evime gelecek.
The day is sure to come when your dream will come true.
- Hayalinin gerçekleşeceği gün kesin gelecek.
What will happen in the eternal future that seems to have no purpose, but clearly just manifested by fate?
- Hiçbir amacı yokmuş gibi görünen ama var olmaktan başka bir kaderi olmadığı da açık olan bir sonsuzluktaki sonsuz gelecekte neler olacak?
He will be coming to see me this afternoon.
- O, bu öğleden sonra beni görmeye gelecek.
He is not running in the coming election.
- O, gelecek seçime katılmıyor.
He will have lived here for ten years by the end of next month.
- Gelecek ayın sonunda on yıldır burada yaşamakta olacak.
Bill will return next week.
- Bill gelecek hafta geri gelecek.