Onun her zaman kıkırdaması vardı.
- He always had a giggle.
Seyirciler arasında kıkırdamalar yayıldı.
- Giggles rippled through the audience.
Tom bir kız öğrenci gibi kıkırdadı.
- Tom giggled like a schoolgirl.
Tom güldü ve Mary kıkırdadı.
- Tom laughed and Mary giggled.