gegenwärtig

listen to the pronunciation of gegenwärtig
English - Turkish

Definition of gegenwärtig in English Turkish dictionary

actual
gerçek

Tom gerçekten bir hayalet gördüğünü söylüyor. - Tom says he has actually seen a ghost.

Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi? - Can computers actually translate literary works?

actual
{s} fiili
actual
{s} aktüel
actual
asıl
actual
{s} güncel
actual
{s} mevcut
actual
{s} şimdiki
actual
doğru

Seninle benim aramdaki fark benim aslında doğru olanı yapmaya çalışmakla ilgileniyorum olmam. - The difference between you and me is that I'm actually interested in trying to do what is right.

Hey! Bu doğru yer değil. Sen bununla ilgili bilgi için gerçek milli takım antrenörüyle temas kurmalısın. - Hey! This is not the right place. You should contact the actual national coach for information regarding this.

actual
aslı

Tom aslında Boston şehri sınırları içinde yaşamıyor. - Tom doesn't actually live within Boston city limits.

O genç görünüyor, ama o aslında senden daha yaşlıdır. - She looks young, but she's actually older than you are.

actual
eylemsel
actual
asli
actual
hakiki
at present
şu anda

Şu anda, yine de görüş birliğine varılmalı. - At present, consensus has yet to be reached.

Benim şu anda paraya ihtiyacım yok. - I don't need money at present.

at present
halihazırda

Halihazırda, okulumuzda 1600 öğrenci var. - At present, we have 1,600 students at our school.

German - English
in recent memory
currently
presently
these days
current
at the present moment
actual
present
at present
gegenwartig
at present
Gegenwärtig sind wir nicht in der Lage, …
At the moment we are not able to …
Die Universitäten sehen sich gegenwärtig strukturellen Reformen ausgesetzt, die
The universities are currently faced with structural reforms that are significantly changing their organisational environment
gegenwärtig
Favorites