Tom arabayı viteste koydu.
- Tom put the car in gear.
Tom arabaya atladı ve onu vitese taktı.
- Tom hopped into the car and put it in gear.
Sami yepyeni bir dişli satın aldı.
- Sami bought a brand new gear.
Tom dalış takımını giyiyordu.
- Tom was wearing scuba gear.
Uçağın iniş takımında bir sorun var.
- There's a problem with the plane's landing gear.
Uçağın iniş takımında bir sorun var.
- There's a problem with the plane's landing gear.
Biz onların spor giysilerini unutmamalıyız.
- We mustn't forget their sports gear.