geçmişte (a)

listen to the pronunciation of geçmişte (a)
Turkish - English
past(a)
of a person who has held and relinquished a position or office; "a retiring member of the board
geçmişte kalmak
linger
geçmişte kalmak
Be a thing of the past
geçmiş geçmişte kalsın
let bygones be bygones
geçmişte
back

Back in high school, I got up at 6 a.m. every morning. - Geçmişte lisede, her sabah altıda kalkardım.

I come from a humble background. - Mütevazı bir geçmişten geliyorum.

geçmişte
in the past

You need to stop living in the past. - Geçmişte yaşamaya son vermelisin.

In the past I used to vote for the Democratic ticket, but from now on I'll climb on the Republican bandwagon. - Geçmişte demokratik parti aday listesi için oy verdim fakat bundan sonra Cumhuriyetçi partiyi destekleyeceğim.

geçmişte
lang syne
geçmişte gelecek zaman gram
past intentional: -ecekti
geçmişte geniş zaman gram
aorist past: -erdi
geçmişte kalan
bygone
geçmişte kalsın
let bygones be bygones
geçmişte (a)
Favorites