geçindirmek

listen to the pronunciation of geçindirmek
Turkish - English
feed
to support, to maintain
maintain
sustain
support

He worked hard to support a large family. - O, büyük bir aileyi geçindirmek için çok çalıştı.

He is working hard to support his family. - Ailesini geçindirmek için çok çalışıyor.

to support, sustain, maintain, provide for
keep up

It takes a lot of money to keep up such a big house. - Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.

subsist
find
set up
keep

It takes a lot of money to keep up such a big house. - Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.

provide for
geçin
get by

Can't you get by on your salary? - Maaşınla geçinemiyor musun?

It's hard to get by on minimum wage. - Asgari ücretle geçinmek zordur.

geçin
subsist on
geçin
got by
geçin
live by
geçindirme
sustentation
geçindirme
maintenance
geçindirme
feeding
geçindirme
keeping
kendi kendini geçindirmek
pay one's way
kendini geçindirmek
shift for oneself
Turkish - Turkish
Geçinmesini sağlamak
geçindirme
Geçindirmek işi
geçindirmek
Favorites