He appeared at the party late.
- O, partiye geç geldi.
I'm sorry to be late.
- Geç kaldığım için üzgünüm.
Business was a little slow last month.
- Geçen ay iş biraz yavaştı.
Time passed very slowly this week.
- Bu hafta zaman çok yavaş geçti.
His teacher sent him to the principal's office for being tardy too many times.
- Birçok kereler derse geç geldiği için öğretmeni onu müdürün odasına gönderdi.
The first bus will leave 10 minutes behind time.
- İlk otobüs on dakika geç hareket edecek.
Tom spent a few years behind bars.
- Tom parmaklıklar ardında birkaç yıl geçirdi.
The ship passed through the Panama Canal.
- Gemi Panama Kanalından geçti.
The ship passed under the bridge.
- Gemi köprünün altından geçti.
Skip the boring chapters.
- Sıkıcı bölümleri geç.
Tom skipped the conference last year as well.
- Tom da geçen yıl konferansı atladı.
It's dangerous to ignore the signal at a railroad crossing.
- Bir demiryolu geçidinde sinyali görmezden gelmek tehlikelidir.
My best friend walked by and totally ignored me.
- En iyi arkadaşım yanımdan geçti ve beni tamamen görmezden geldi.
Wolfgang switched to German.
- Wolfgang Almancaya geçti.
Why doesn't the U.S. switch to the metric system?
- ABD neden metrik sisteme geçmiyor?
Let's go over this plan again.
- Bu planı tekrar gözden geçirelim.
Don't go over the speed limit.
- Hız sınırının üzerine geçmeyin.
The train was ten minutes behind time.
- Tren on dakika geç kaldı.
The train is twenty minutes behind time.
- Tren yirmi dakika geç kaldı.
Ten to one you can pass the test.
- Bire on testi geçebilirsin.
If he studied hard, he could pass the exam.
- Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
Days go by and still no sign of Tom.
- Günler geçiyor ve Tom'tan hala bir iz yok
I go by that shop every morning on my way to school.
- Her sabah okula giderken o dükkanın önünden geçiyorum.
Ten years have gone by since his death.
- Onun ölümünden beri on yıl geçti.
Three years have gone by since we got married.
- Evlendiğimizden beri üç yıl geçti.
Ken saved his face by passing the examination.
- Ken sınavı geçerek yüzünün akıyla çıktı.
I am sure of his passing the examination.
- Ben onun sınavı geçtiğinden eminim.
I went over the report.
- Ben raporu tekrar gözden geçirdim.
We went over this last week.
- Geçen hafta bunu tekrar gözden geçirdik.
You must take care when you cross the road.
- Yolu geçerken dikkat etmelisin.
I watched the old woman cross the street.
- Karşıya geçen yaşlı bayanı izledim.
The temperature exceeds 30 degrees in the shade.
- Sıcaklık gölgede 30 dereceyi geçiyor.
Imports exceeded exports last year.
- Geçen yıl ithalat ihracatı aştı.
They are constantly trying to outdo each other.
- Onlar sürekli olarak birbirlerini geçmeye çalışıyorlar.
The sky is clear and the wind is refreshingly cool. It's a perfect day to spend outdoors.
- Gökyüzü açık ve rüzgar ferahlatıcı biçimde serin. Dışarıda geçirmek için harika bir gün.
Here comes a speeding car, let's cross!
- İşte bir hız arabası geliyor, geçelim!
Let me bring you up to speed.
- Seni harekete geçireyim.
Tom came back to Boston last year.
- Tom geçen yıl Boston'a geri geldi.
It is considered impossible to travel back to the past.
- Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
The enemy cavalry crossed the river by an unknown ford.
- Düşman süvarisi, bilinmeyen bir geçit yoluyla nehri geçti.