Adolescence is a period of transition between childhood and adulthood.
- Ergenlik çocukluk ve yetişkinlik arasındaki geçiş dönemidir.
The educational system is in transition.
- Eğitim sistemi geçiş aşamasında.
The minority party made a last-ditch effort to block passage of the bills.
- Azınlık partisi, faturaların geçişini engellemek için son çabayı sarfetti.
This is the passage to the sea.
- Bu denize doğru geçiştir.
I have two passes to the game.
- Oyuna iki geçişim var.
I got a season's pass to all the home games.
- Bütün ev oyunları için sezonluk geçiş aldım.
The DJ transitioned between two songs.
- DJ iki şarkı arasında geçiş yaptı.
Adolescence is a period of transition between childhood and adulthood.
- Ergenlik çocukluk ve yetişkinlik arasındaki geçiş dönemidir.
The border crossing was crowded with people, many of whom were refugees.
- Sınır geçişi insanlarla doluydu, onların çoğu mültecilerdi.
I saw her crossing the street.
- Onun caddeyi geçişini gördüm.