geçenleri

listen to the pronunciation of geçenleri
Turkish - English
weighing on
geçen
last

We went to London last year. - Geçen yıl Londra'ya gittik.

I hear he has been ill since last month. - Onun geçen aydan beri hasta olduğunu duydum.

geçen
{s} late

Last year, my brother was late for school every day. - Geçen sene kardeşim okula her gün geç kalırdı.

Spring has come later this year compared with last year. - Geçen yılla karşılaştırıldığında bahar bu yıl geç geldi.

geçen
passing

They were rescued by a passing ship. - Geçen bir gemi tarafından kurtarıldılar.

He was picked up by a passing ship. - Geçen bir gemi tarafından rastgele bulundu.

geçen
{s} former

The other day I met my former neighbour in the city. - Geçen gün kentte eski komşuma rastladım.

geçen
past

Sentences past this ID are sentences added by contributors of Tatoeba Project. - Bu ID ile geçen cümleler Tatoeba Projesine katkıda bulunanlar tarafından eklenen cümlelerdir.

Tom calculated that he had given Mary over 34,000 dollars in the past six months. - Tom Mary'ye geçen altı ay içinde 34,000 dolardan daha fazla verdiğini hesapladı.

geçen
(Bilgisayar) elapsed
geçen
passed

The leaves turned red as the days passed. - Yapraklar her geçen gün kırmızıya döndü.

His brother passed away last month. - Onun erkek kardeşi geçen ay öldü.

geçen
other

This is the car I spoke of the other day. - Geçen gün bahsettiğim araba bu.

This is the same pencil that I lost the other day. - Bu geçen gün kaybettiğim kalemin aynısı.

geçen
transitive
geçen
last, past
geçen
in excess of
geçen
yester

What he said yesterday is not consistent with what he had said last week. - Onun dün söylediği geçen hafta söylediği ile birbirini tutmuyor.

A burglar broke into the convenience store last month, but I heard the police caught him yesterday. - Bir hırsız geçen ay bir markete girdi fakat polisin onu dün yakaladığını duydum.

geçen
hereinabove
Turkish - Turkish

Definition of geçenleri in Turkish Turkish dictionary

Geçen
(Osmanlı Dönemi) MÜSABIK
Geçen
kaim
geçen
Belirsiz bir süre önceki, birkaç gün önceki
geçen
Bir önceki
geçen
Bir önceki (hafta, ay, yaz, kış vb.): "Yine bir gün o kızı geçen yıl gördüğü incirlikte bir daha gördü."- O. C. Kaygılı
geçenleri
Favorites