gayrı

listen to the pronunciation of gayrı
Turkish - English
another; another person; another thing: Bunun gayrısı yok. This is something unique
used in combination with adjectives or nouns to create adjectives or nouns which usually begin with a prefix such as non-, un-, dis-, in-: gayrıkâfi insufficient (These words are also written separately, e.g. gayrı muayyen indefinite.)
prov. henceforth, from now on, now: Gayrı o köye gidemem. I can't go to that village any more
prov. now (often used with a statement which serves as a forceful conclusion to some preceding remarks): Oldu gayrı. Now it's done. Yeter gayrı! That's enough!
any more; no more
other than, apart from
another, different: O gayrı bir şey. That's something different
any more
no more
gayrı kabili rücu akreditif
irrevocable letter of credit
ayrısı gayrısı olmamak/ gayrı bilmemek
to have all things in common
bizden gayrı
apart from us
English - English

Definition of gayrı in English English dictionary

gayrı safi yurtiçi hasıla
Gross domestic product
Turkish - Turkish
Artık, bundan böyle
Başka, diğer
gayri
GAYRI
(Osmanlı Dönemi) Başkası, diğeri. Artık. Bak: Gayr
gayrı kabili rücu akreditif
İthalatçının kararlaştırılan şartları tamamen yerine getirmesi üzerine, akreditif vadesinde çekilecek poliçelerin akreditifi açan banka tarafından kabul edileceği veya ödeneceği konusunda kesin bir taahhüt içeren akreditif. Tarafların isteği ve onayı olmadan iptal edilemez ve hükümleri değiştirilemez
gayrı
Favorites