Tom eğlenmeyi seviyor.
- Tom likes to have fun.
Tom'un eğlenmediği izlenimini aldım.
- I got the impression Tom wasn't having any fun.
Motosiklete binmek eğlencelidir.
- It's fun to ride a motorcycle.
Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
- Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
O, komik bir hikaye ile bizi neşelendirdi.
- He amused us with a funny story.
Müzik dinlemek çok eğlenceli.
- Listening to music is lots of fun.
Parkta oynamak eğlenceliydi.
- It was fun playing in the park.
Herhangi biri Tom'un soyadını biliyor mu?
- Does anyone know Tom's family name?
Onların soyadı posta kutusunda yazılıdır.
- Their family name is written on their mailbox.
Aile adınızın yazılımı nasıl?
- What's the spelling of your family name?
Tom mahkum edilmişse aile adımız mahvolacak.
- Our family name will be ruined if Tom is convicted.
Tom'la alay etmemelisin.
- You shouldn't make fun of Tom.
Yabancılarla alay etme.
- Don't poke fun at foreigners.
Tom Mary'nin şakasının komik olduğunu hiç düşünmüyordu.
- Tom didn't think Mary's joke was funny at all.
Belden aşağı şakalar yapman terbiyesizlik.
- It is impudent of you to make fun of adults.