Çalışanların alışkanlıklarından biri sarhoş olmak ve ertesi güne kadar sefil hayatlarını unutmak için iş gününün sonunda bir barda ya da restoranda toplanmaktır.
- One of the employees' habits is to gather in some bar or restaurant at the end of the workday to get drunk and forget their miserable life until the next day.
İşçiler hoşça vakit geçirebilecekleri bir barda toplanmak istiyor.
- The workers like to gather in a pub where they can let their hair down.
Bir birahane bira içmek için popüler bir toplanma yeridir.
- A pub is a popular gathering place in which to drink beer.
Biz bilgi toplamak zorundayız.
- We have to gather information.
Yumurtaları toplamak onun işiydi.
- It was his job to gather eggs.
Maruyama Parkı pek çok insanın toplandığı bir yerdir.
- Maruyama Park is a place where a lot of people gather.
Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar.
- The dictionary gathers nearly half a million words.
Krumkake ve Lefse bizim aile toplantılarında popülerdir.
- Krumkake and lefse are popular at our family gatherings.
Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
- We had to postpone the gathering because of rain.
Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
- We had to postpone the gathering because of rain.
Tom aile toplantılarını fazla sevmiyor.
- Tom doesn't enjoy family gatherings very much.
Ondan biraz daha para istemek için sonunda cesaretini topladı.
- She finally mustered up the courage to ask him for more money.
O bir yabancı ile konuşmak için cesaretini topladı.
- He mustered up his courage to talk to a foreigner.
Distinction between gathering and agriculture.
Onun etrafında bir kalabalık toplanıyordu.
- A crowd was gathering around him.
Ofis binamızın dışında toplanan büyük bir kalabalık var gibi görünüyor.
- There seems to be a big crowd gathering outside our office building.
O, az bilinen ülkeler hakkındaki gerçekleri toplamak için dünyayı dolaşıyor.
- He travels about the world gathering facts about little known countries.
Sincap fındık toplamayla meşguldü.
- The squirrel was busy gathering nuts.
McGuire took the two of them out to Kidman's Bore on the Sylvester River where about two dozen stockmen from different stations had gathered to tend the muster along the edge of the Simpson Desert.
If you want to emphasise the shape, it is possible to gather the waistline.
Salt water can help boils to gather and then burst.
I gather from Aunty May that you had a good day at the match.
People gathered round as he began to tell his story.
This gathering machine forms the backbone of a bookbinding operation.
A gathering of fruit.
I met her at a gathering of engineers and scientists.
... Like clouds of interstellar dust gathering in material to form stars, ...
... in news gathering and do invest ...