It likes strange animals, like snakes.
- O, yılanlar gibi, garip hayvanlardan hoşlanıyor.
They saw a strange animal there.
- Onlar orada garip bir hayvan gördü.
The man's behavior was very odd.
- Adamın davranışı çok garipti.
She must have sensed something odd.
- Garip bir şey hissetmiş olmalı.
Socially awkward people tend to develop insecurities.
- Sosyal garip insanlar güvensizlikleri geliştirmek eğilimindedir.
Why would that be awkward?
- Bu neden garip olurdu?
You're such a weirdo.
- Sen bir garip tipsin.
For a professional, he gave a poor account of himself in today's game.
- Bir profesyonele göre, bugünkü oyunda kendisiyle ilgili garip bir açıklama yaptı.
He has started acting strangely.
- Garip biçimde davranmaya başladı.
I felt strangely calm.
- Garip biçimde sakin hissettim.
There's a funny smell coming from the engine of the car.
- Arabanın motorundan gelen garip bir koku var.
Don't you think that's funny?
- Bunun garip olduğunu düşünmüyor musun?
Your freaking grandfather nearly ran me over!
- Senin garip büyükbaban neredeyse beni ezecekti!
The olm is my favourite animal, due to its grotesque appearance.
- Olm garip görünümü nedeniyle benim en sevdiğim hayvan.
Tom is behaving oddly.
- Tom garip bir biçimde davranıyor.
You're behaving oddly.
- Sen garip bir biçimde davranıyorsun.