gardiyan

listen to the pronunciation of gardiyan
Turkish - English
{i} guardian

Gold golems are guardians used to guard treasure. - Altın golemleri hazineyi korumak için kullanılan gardiyanlardır.

{i} warden

Mary was a prison warden for ten years. - Mary, on yıl hapishanede gardiyandı.

We were prison wardens for ten years. - Biz on yıldır hapishane gardiyanlarıydık.

guard

Tom was a prison guard. - Tom bir hapishane gardiyanıydı.

The guards didn't see Tom. - Gardiyanlar Tom'u görmedi.

prison officer
jailer

Conformity is the jailer of freedom and the enemy of growth. - Uygunluk özgürlüğün gardiyanı ve büyümenin düşmanıdır.

jailer, warder, guard, screw
screw
turnkey
prison guard, keeper, Brit. warder
warder
guard (in a lunatic asylum)
(Kanun) custodian
gaoler
{i} keeper
kadın gardiyan
wardress
Turkish - Turkish
Ceza evlerinde düzeni, tutukluların yasalara uygun biçimde davranmalarını sağlamakla görevli kimse
Ceza evlerinde düzeni, tutukluların yasalara uygun biçimde davranmalarını sağlamakla görevli kimse: "Eski gardiyan boş gözlerle bakıyor, en küçük bir ilgi göstermiyordu."- O. Kemal
GARDİYAN
(Osmanlı Dönemi) Fr. Kolcu, nöbetçi, muhafız
gardiyan
Favorites