ganz klar

listen to the pronunciation of ganz klar
English - Turkish

Definition of ganz klar in English Turkish dictionary

clearly
açık bir biçimde

Seni açık bir biçimde duymadım. Bir daha söyler misin lütfen? - I didn't hear you clearly. Would you please say it again?

O günü açık bir biçimde hatırlıyorum. - I remember that day clearly.

clearly
açıkça

Bu içecek açıkça çay ile aynı tadı içeriyor. - This drink clearly has the same flavor as tea.

Bu sözcüğü açıkça tanımlayabilir misiniz? - Can you clearly define this word?

clearly
apaçık

Hâlâ apaçık hatırlıyorum. Yedi ya da sekiz yıl önceydi. Tam olarak nerede? Sen de orada mıydın? - I still clearly remember. It was seven or eight years ago. Where exactly? Were you also there?

evidently
besbelli

Tom bu sabah erken saatlerde besbelli buradaydı. - Tom evidently was here early this morning.

Onun benimle konuşmak istemediği besbelli. - Evidently he does not want to speak to me.

clearly
açık seçik
clearly
kesinlikle
clearly
düpedüz
evidently
açıkça

Akşamleyin bana mesaj atacağını söyledin ama açıkça yalan söyledin. - You said you would text me in the evening, but you lied, evidently.

Açıkçası, o bir hata yaptı. - Evidently, he's made a mistake.

clearly
şüphesiz

Wilson kazanmak için şüphesiz en iyi şansa sahipti. - Wilson clearly had the best chance to win.

Şüphesiz, o, biyoteknoloji hakkında çok şey biliyor. - Clearly, she knows a lot about biotechnology.

clearly
anlaşılır biçimde

O, geçerli Fransızca konuşuyor ama o anlaşılır biçimde Almancada daha akıcı. - He speaks passable French, but he is clearly more fluent in German.

Ben anlaşılır biçimde düşünmüyordum. - I wasn't thinking clearly.

clearly
açık açık
evidently
[adv] açıkça
evidently
gözle görülür biçimde